Hakan’s Year in Books

What did you read this year?

Go to previous year

2024

13,952

pages read

books read

Hakan

Shortest Book

pages

Longest Book

848

pages

Average book length in 2024

273

pages

Most Shelved

798,647

people also shelved

Asri Rüyalar, Fetiş Rejimler by Vâlâ Nureddin

Least Shelved

people also shelved

Hakan’s average rating for 2024

3.8

Highest Rated on Goodreads

4.57 average

Direnişin Melankolisi by László Krasznahorkai

Hakan’s first review of the year

it was amazing

direnişin melankolisi, bir romanın gücünün ne olduğunu ve ne kadar etki edebileceğini gösteren bir uç örnek oldu benim için. etkisi, iyi ya da güzel dediğim romanlar gibi değil. uyandırdığı hisler beğeni ya da hayranlık değil. yazara, yazıya, edebiyata şükran duymadım bitirdiğimde, bunların başka şeyler olduğunu anladım. direnişin melankolisi bir dağılmaya, allak bullak oluşa sebep oldu bende. bir darbe gibi, neredeyse fiziksel. ürpertici, ürkütü direnişin melankolisi, bir romanın gücünün ne olduğunu ve ne kadar etki edebileceğini gösteren bir uç örnek oldu benim için. etkisi, iyi ya da güzel dediğim romanlar gibi değil. uyandırdığı hisler beğeni ya da hayranlık değil. yazara, yazıya, edebiyata şükran duymadım bitirdiğimde, bunların başka şeyler olduğunu anladım. direnişin melankolisi bir dağılmaya, allak bullak oluşa sebep oldu bende. bir darbe gibi, neredeyse fiziksel. ürpertici, ürkütücü. güçsüz hissettirdi bu romanın gücü. ağırlığı altında ezildim sanki. hiç geçmeyecek gibi bir huzursuzluk ve tedirginlikle öylece kalakaldım.

peki neden ve nasıl böyle diye düşündüğümde ve bir yerden sonra romanın etkisinden kurtulmak için biraz zaman, biraz mesafeyle değerlendirmeye çalıştığımda daha ürpertici bir şeyle karşılaştım: romanın gücünü artıran, şiddetlendiren şey basitlik. bu romanın gücü hikayesinden kaynaklanmıyor. çürüme, yıkım, kıyamet gibi temalarından da kaynaklanmıyor. aksine alegorik, ironik bir hikaye okuyoruz ve kendiliğinden ürkütücü olan temalar hikaye içinde basitleşiyor, zaman zaman komik bir hal alıyor. okurken öyle gelmese de “güldürü” yerinde bir tanımlama direnişin melankolisi için. ama bunu anlamlandırabilmek zor gerçekten.

romanın giriş bölümünün ilk sayfasından şu cümle: "…alışılmış düzen şaibeli hale gelmiş, günlük alışkanlıklar durdurulmaz biçimde büyüyen karmaşa tarafından altüst edilmiş, gelecek kuşkuyla dolu, geçmiş muğlak, gündelik hayatın işleyişi ise kestirilemez olmuş, çürütücü zararın sadece semptomları hissedilebildiği için esas sebepler erişilemez ve ölçülemez biçimde belirsizleşmiş, bir daha tek bir kapının dahi açılmaz olması ya da buğday başaklarının toprağın içine doğru büyümesi bile bir kabulleniş içinde normal sayılmaya başlamış ve böylece insanların…hala elde edilmesi mümkün olan geriye kalmış ne varsa tamah etmekten başka yapacak bir şeyleri kalmamıştı." ve romanın son sayfasından şu cümle: "…tüm bunlardan üstün bir yapı, her şeyi ince hatlar üzerinden içine çekti, uzun bir direnişin ardından dokular, kıkırdak ve sonunda kemik bile nafile savaşın sonucunda teslim olup, bir zamanların kalesinden geriye hiçbir şey kalmadığında, aslında tek bir atom bile kaybolmayacak şekilde, hepsini yeniden organik ve inorganik yaşamlara dağıttı.” bu başlangıç-bu son bizim hayatımız dedim romanı bitirince. insanın başlangıcı ve sonu, bizim varoluşumuz bizim yok oluşumuz, bu bizim en derin mevzumuz. ve “bir gün bir kasabaya bir sirk gelir..” hikayesinde böyle yansıyorsa, bizim en derin mevzumuz da basit dedim. buz gibi basit, donduracak kadar basit.

öyle mi?.. herkes hikaye anlatıyor, herkes hikaye anlatarak bir dünya kuruyor, bir küçük dünya, bir model dünya. roman bu zaten, edebiyat bu. ve fakat laszlo krasznahorkai kadar işleyince, laszlo krasznahorkai kadar inceltince ve en zoru laszlo krasznahorkai kadar yoğunlaştırınca romanın-edebiyatın ötesine geçiyor. kendi içine bu kadar yoğunlaşan şey patlayıcıdır, bombadır, patlıyor. şeytan tangosu böyleydi, direnişin melankolisi böyle. iyi romanlar sonrasında okumayı zorlaştırır, laszlo krasznahorkai romanları ise yaşamayı zorlaştırıyor…romanın çok çarpıcı bir sahnesinden hareketle, laszlo krasznahorkai’nin iyi roman-kötü roman yoktur, güçlü roman-güçsüz roman vardır diyeceğini düşündüm tam burada. bir çıkış bir, bir yol bulalım o zaman. bir “basitlik” mi ya da, nasıl yapalım. burada soru işareti yerine, artık yeter, nokta koydum. ...more

HAKAN’S 2024 BOOKS

it was amazing

Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları by Fyodor Dostoevsky

Bjørn Hansen’e Dair Üçüncü ve Son Roman by Dag Solstad

it was amazing

Homeros'un Dünyası by Pierre Vidal-Naquet

Eski Yunan'da Mit ve Din by Jean-Pierre Vernant

Doğum Günüme Çağırmak İstediğim Tek Kişi by Ömer F. Oyal

Dünya ile Devlet Arasında Türk Muharriri 1930-1960 by Tuncay Birkan

it was amazing

Minelbab İlelmihrab by Refik Halid Karay

Milli Mücadelede İttihatçılık by Erik-Jan Zürcher

it was amazing

it was amazing

Antik Mısır’da Günlük Hayat by Bob Brier

Savaşları, Kralları ve Filleri Anlat Onlara by Mathias Énard

Holosendeki İnsan – Bir Anlatı by Max Frisch

it was amazing

Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu by Haldun Taner

Hakan’s last review of the year

liked it

fatih balkış iyi bir yazar ama ısrarla yüz sayfalık metinlerden roman üretme çabası yazarlığını gölgeliyor bence. üç romanını okudum, karaçam ormanı'nda açık ara en iyi metni ama roman olmaya çok uzak. o kadar uzak ki hatta birisi balkış'ın güzelim metnini almış, acemice, beceriksizce romanlaştırmaya çalışarak ona kötülük yapmış sanki.

aslında görünürde harika bir kısa roman kurgusu var: uzun süredir ülke dışında yaşayan ve dili, kimliği silinmey ...more

What did you read this year?

Hakan’s first review of the year

Hakan’s last review of the year

zproxy.org